10 Mayıs 2011 Salı

Eğitime Dinci Çember


Eveet bir yazıya daha başlamadan önce söyleyeceklerim var size; Tavsiye Kitaplar Listemi Sildim başlıklı bir yazı yazmıştım. Eğer o yazımı okumamışsanız okuyun lütfen. Çünkü o yazımda neden bir kitabı tavsiye etmek için kısaca adını, yazarını, yayınevini vermek yerine, o kitap üzerine bir yazı yazmayı tercih ettiğimi belirtmiştim. Bu yüzden bakınız;
Okuduysanız şimdi başlıyorum Mustafa Gazalcı'nın Bilgi Yayınevi'nden çıkan Eğitime Dinci Çember kitabından bahsetmeye...
Önce kitabın arka kapağında yazana bakalım;
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AKP iktidarının sinsi sinsi yürüttüğü eğitimi dinselleştirme uygulamaları, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra sınır tanımaz bir hale geldi.
AKP iktidarı boyunca uygulanan eğitimi dinselleştirme politikalarının saptanması ve gelecek kuşaklara iletilmesi Cumhuriyet'in laik eğitim anlayışını korumak ve yaşatmak açısından daha da büyük önem kazandı.
Cezbedici görünüyor değil mi? Evet... Bir de içindekiler bölümüne baktım ve biyoloji kitaplarına "Yaratılış (sözde) Teorisi"nin yerleştirilmesi, Harun Yahya'nın (Adnan Oktar, Adnan Hoca) okullarda konferanslar vermesi, Evrim Teorisi'ni yalanlayan bilim ve mantık dışı yayınların öğrenci ve öğretmenlere ücretsiz dağıtılması gibi hassas olduğum konulardan da bahsedildiğini gördüm. Bundan sonra da kitabı almasam olmazdı tabi... Aldım, okudum ve tavsiye etmeye değer buldum.
Peki kitap neler anlatıyor?
AKP'nin,
  • İktidara gelince ilk iş olarak eğitim alanında nasıl kadrolaştığı,
  • Eğitimi özelleştirerek yandaşlarına nasıl rant sağladığı,
  • Öğrencileri cemaat okulları ve İmam-Hatip Liselerine nasıl yönlendirdiği,
  • "Eğitim yardımı" adı altında, devletin parasıyla 10 bin gencin cemaatlere bağlı özel okullara sokulması için nasıl uğraştığı,
  • 8 yıllık kesintisiz ilköğretimi zedelemek için yönetmeliklerde nasıl değişiklikler yaptığı,
  • Kaçak veya yasal demeden olabildiğince Kuran kursu açılmasının önünü açmak için yönetmeliklerde ve yasalarda nasıl adım adım değişiklikler yaptığı,
  • Zaten laik eğitime aykırı olan zorunlu din dersi'nin haricinde bir de "Uygulamalı Din Eğitimi"ni okullara sokmak için nasıl çalıştığı,
  • Milli Eğitim Bakanlığı'nda ve okullarda yüksek mevkilere nasıl özellikle din öğretmenlerini atadığı,
  • MEB'de yüksek mevkilerde yer alan kadınları nasıl görevden aldığı,
  • Laiklik karşıtı güçlerin daha ılımlı gösterildiği tarih kitaplarına nasıl onay verdiği,
  • Kimi ortaokul ve liselerdeki dinci propagandalara nasıl göz yumduğu,
  • Süper Liseleri nasıl İmam Hatip Liselerine dönüştürdüğü,
  • Ramazan'a göre ders saati ayarlanmasına nasıl göz yumduğu,
  • Laiklik karşıtı propaganda ve örgütlenmeden yargılanmış Harun Yahya'nın (Adnan Oktar, Adnan Hoca) okullarda konferanslar vermesine nasıl göz yumduğu,
  • Aynı şahsın Yaratılış Atlası adlı bilim ve mantık dışı kitabının Türkiye ve Fransa'da biyoloji öğretmenlerine ücretsiz gönderilmesine nasıl göz yumduğu,
  • Aynı kitabın meclise kadar girmesine nasıl göz yumduğu,
  • Çocuk Bayramı olarak 23 Nisan'a karşı Kutlu Doğum Haftası'nı nasıl yerleştirmeye çalıştığı,
  • Kutlu Doğum'un okullarda kutlanmasına nasıl göz yumduğu,
  • Laikliğin tanımını nasıl değiştirmeye çalıştığı,
  • İlköğretim öğrencilerine Evrim Teorisi'ni anlattığı ve ezan sırasında pencereyi kapattığı için 5 öğretmenin il içi sürgün ve maaş kesme cezası almasına nasıl göz yumduğu,
  • Biyoloji kitaplarında "Hayatın Başlangıcına Dair Görüşler" konusunda hiçbir bilimselliği olmayan Yaratılış (sözde) Teorisi'nin yer almasına nasıl göz yumduğu,
  • Öğrenci yurtlarındaki dinci oluşumlara ve bu oluşumlara katılmayanlara yapılan baskılara nasıl göz yumduğu,
  • Fethullah Gülen'e yakınlığı bilinen bir kişinin okulunun açılışını Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in açmasına nasıl göz yumduğu.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in,
  • Sorulan soruları "Bakanlığımızla alakası yoktur", "Bize böyle bir bilgi ulaşmamıştır", "Aslı yoktur" şeklinde cevaplayarak nasıl kıvırdığı,
  • Zora geldiğinde de cevap vermekten nasıl kaçındığı.
Evet arkadaşlar kitap bunlardan bahsediyor işte. Tavsiye ediyorum, okuyun. Huzursuz edici bir kitap aslında. Çok fazla "gerçek"ten bahsettiği için belki... Okudukça "Ne biçim bir bokun içine batıyor lan bu ülke. Ya "diğerleri"yle savaşmak ya da çekip gitmek gerek bir an önce buradan." diyorsunuz. Hatta şimdiden kitabın verdiği huzursuzluğu dindirmenin yolunu söyleyeyim; Uyumak için yatağa girdiğinizde, sizi huzursuz eden bu gerçekler kimin eseriyse, onu/onları yokettiğinizi düşünün. Güzel, detaylı bir hayale dalın ve tüm ötekileri yok edip huzursuzluğunuzu biraz dindirin. Huzursuzluğunuz yeterince dindiğinde güzel bir uykuya dalacaksınız ve şanslıysanız rüyanızda da düşmanlarla, ötekilerle korkusuzca savaşmaya devam edeceksiniz... Bunu yapmadan, o huzursuzluk duygusuyla uykuya dalmak biraz zor.
Peki ben ne mi hayal ettim? İyisi mi onu kendime saklayayım...
Aslında yazımın ilk halinde yazmıştım kendi hayalimi de ama sonra açık açık yazmamın benim ya da en azından blogum için sakıncalı olabileceğini düşündüğümden, paylaşmaktan vazgeçtim onu. Normalde bu paragrafta kendi uyku öncesi hayalimi paylaşıyor olacaktım...
Yeterince bilgi verdiğimi düşünüyorum kitap hakkında ve umarım size de cezbedici gelmiştir de boşa gitmez bu yazdıklarım. Görüşmek üzere okur...
SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder