8 Mayıs 2011 Pazar

Özentilik Ve Taciz Korkusu

      Offf gün olmuyor ki bir özentilik görmeyeyim, gün olmuyor ki isyan etmeyeyim...
Almışım elime gazetemi okuyordum bugün evde. Ama sen misin gazete okuyan, tabii ki türlü türlü özentilikle karşılaşacaksın Hayvan Yaşar! Gazetenin (HaberTürk) sayfalarının üst tarafında bir şerit var önemsiz, kısa haberlerin yeraldığı... İşte nasıl yakaladıysam, gazeteye öylesine göz atarken, o şeritte bir özentilik yakaladım. Artık gazete okurken, internette dolanırken, TV izlerken bir yanım hep "Nereden bir özentilik çıkacak" diye tetikte bekliyor zaten. Örümcek Adam'ın, "örümcek hisleri"yle tehlikeyi algıladığı gibi ben de özentiliği algılıyorum sanırım. Tabii ya!!! Şimdi böyle düşününce kendime dair birçok şeyi daha iyi anlıyorum...
Neyse... Aslında özentilikleri gördükçe bir yandan sinir olsam da bir yandan da seviniyorum "Bana yazacak konu çıktı" diye. (İtiraf edeyim, böyle düşününce de azıcık utanıyorum kendimden.)
Konuya gelecek olursak; Nil Karaibrahimgil hem özeniyor hem de korkuyor...
Biraz daha açayım; Nil Karaibrahimgil Güneri Civaoğlu'nun Kanal D'deki "Şeffaf Oda" adlı programına konuk olmuş. Son albümünün ilk klibinde (Şarkı adı: Seviyorum, Sevmiyorum) seyirci rolündeki oyuncuların üzerine atlamış. Çok hoşuna gitmiş bu da. Zaten yıllardır seyircinin üzerine atlamayı çok istiyormuş. Karar vermiş, vereceği birkaç konserde de seyircilerin üzerine atlayacakmış AMA tedbiri elden bırakmayıp kendi oluşturduğu bir grubun üzerine atlayacakmış...
Haber hakkında söyleyeceklerimi söylemeden önce Nil Karaibrahimgil hakkında söyleyeceklerimi söyleyeyim;
Şimdi bu Nil Karaibrahimgil gayet güzel bir kız. Güzel işler de yapmış bir kız. Yalnız ne yaparsın; Özenti işte... (Kız diyorum gerçi ama 32 yaşında)
Kendisi benim "olduğundan daha derin/geniş görünmeye çalışmak" dediğim bir özentilik sınıfına mensup. Pelin Batu ile sınıf arkadaşı yani...
Bir de hafiften torpil mi almış zamanında ne. Wikipedia diyor ki; 12 yaşından itibaren okuldan arta kalan zamanlarında Serdar Erener'e ait Reklamevi adlı reklam ajansında metin yazarı olarak çalışmaya başladı.
Vay vay vay 12 yaşında reklam ajansında metin yazarlığı ha... İlginç. Kesin bir kanıtım, bilgim yok tabii ki ama ben torpil kokusu alıyorum. Şimdi; Kendisinin Sinan Çetin ile yakınlığı biliniyor. Eee Sinan Çetin ile de o reklam ajansının sahibi Serdar Erener yakın dostlar. İkisi de "Ayn Rand"cı ne de olsa. Zinciri çözdünüz mü? Aralarda birileri daha vardır muhtemelen ama önemli değil. Ortada bir torpil olduğu aşikar...
Geldik şimdi bu son özentiliğine;
Belli ki yıllardır yabancı sanatçılar gibi konserde seyircilerin üzerine atlama hayali varmış. Bunu da birkaç konserinde yapmaya karar vermiş. Tamam... Olay bu haliyle hakkında yazı yazılacak kadar özentilik içermiyor. Ama Nil kızımız tedbirli olmak adına kendi oluşturduğu bir grubun üzerine atlayacakmış. İşte ben buna yazarım!!!
Nil Karaibrahimgil ne demek istiyor biliyor musunuz? Hemen tercüme edeyim...
Hayvan Yaşar Özenti-Samimi Çeviri Programı aktifleştirildi!
Çeviri;
"Ben yabancı şarkıcılara çok özeniyorum. Yıllardır içimde ukdedir, onlar gibi seyircilerin üzerine atlamak istiyorum. Ama şu var ki; ben bunu yaparken toplu tacize, tecavüze uğramaktan, mıncıklanmaktan, pandik yemekten falan çok korkuyorum."
Çeviri işlemi tamamlandı!
Tedbirmiş! Neye karşı? Belli işte neye karşı olduğu...
Bir kere bu söylediği şey, "konserde hayranların üzerine atlama" hareketinin anlam ve önemine çok ters. Bu hareket hayranına ne kadar güvendiğinin, hayranınla bir olduğunun göstergesidir. Hayranlarına güvenmiyorsan yapmazsın bu hareketi! Gidip de, ellenmeyeyim, mıncıklanmayayım, tacize uğramayayım diye belli bir grup oluşturup onların üzerine atlamak bu hareketin ruhuna aykırı. Umarım Nil Karaibrahimgil dediğini yapmaz da bozmaz bu ruhu...
Çözüm ne peki? Hemen düşüneyim;
Hayvan Yaşar Sorun Çözme Programı aktifleştirildi!
Çözüm;
Nil Karaibrahimgil çok mu istiyor birilerinin üzerine atlamayı? İçinde ukde olan bu özentiliğini artık gerçekleştirmek mi istiyor? Bunu yaparken mıncıklanmaktan, pandiklenmekten, toplu tecavüze uğramaktan da korkuyor mu? O zaman toplasın 15-20 kız arkadaşını geniş bir alanda. Yüksek bir yere çıkıp atlasın üstlerine, tutsun arkadaşları... Böylece "konserde hayranların üzerine atlama" hareketinin ruhunu da bozmamış olur.
Sorun çözüldü!
Bu konuda da yazacağımı yazdım sevgili okur. Artık yapabileceğim tek şey Nil Karaibrahimgil'in, dediğini yapmayıp, "konserde hayranların üzerine atlama" hareketinin ruhunu bozmamasını umut etmek...
NOT: Güzel kız ama özenti işte...
SON
hayvan.yasarPerşembe, Mart 19, 2009http://www.blogger.com/img/icon18_edit_allbkg.gif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder